BİZİ TAKİP EDİN

TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ (TES) NEDİR?

TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ NEDİR?Sevgili Arkadaşlar 2026-2028 dönemi Orta Vadeli Programı (OVP) 10 Eylül 2025 Resmi Gazetede yayımlanmıştır. OVP ile daha önce defalarca tartışılan ancak yürürlüğe girmeyen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) yeniden gündeme getirilmiştir. Konuya yönelik Sosyal Güvenlik Uzmanı Doç.Dr. Aziz ÇELİK’in katkılarıyla şube olarak bilgilendirme ve değerlendirmemiz şu şekildedir;

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) 2026-2028 dönemi Orta Vadeli Programı (OVP) ile birlikte yeniden gündeme geldi. OVP’de şu hedefe yer verildi: “Otomatik Katılım Sistemi (OKS)’nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacaktır.”

Bu hedef 2025-2027 dönemi OVP’de de aynı şekilde yer alıyordu. Hedef olarak 2025. 4. Çeyrek konulmuştu. Yeni OVP’de (2026-2028) TES için 2026 2. Çeyrek hedefi konmuş durumda.

TES yeni bir hedef değil. Yıllardır gündemde olan bir konu. Tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefi iktidarda olan AK Partinin 12 Haziran 2011 seçimleri için hazırladığı “Hedef 2023” programında yer aldı.

Daha sonra 10. Kalkınma Planında (2014-2018) tamamlayıcı emeklilik sistemi hedefine yer verildi 10. Planda ayrıca “bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi oluşturulacaktır” hedefi de yer aldı. 11. Kalkınma Planında da (2019-2023) tamamlayıcı emeklilik kurumlarının geliştirilmesi hedeflerin yer verildi. Planda bireysel emeklilik sistemi ile bireysel kıdem tazminatı fonunun entegre edileceği açıkça yazıldı.

Son olarak 12. Kalkınma Planında (2024-2028) işveren katkısını da içeren ikinci basamak emeklilik sistemi olarak tamamlayıcı emeklilik sisteminin kurulacağı hedefi açıkça yer aldı. Görüldüğü gibi tamamlayıcı emeklilik sistemi uzun bir süredir gündemde olan bir konu. Yeni OVP’de yer alan TES yıllardır gündemde olan eski hedefin tekrarından ibarettir. Ve yürürlüğe girebilmesi için OVP de yer alması yeterli değildir. Kanunlaşması gerekmektedir.

Son kalkınma planı ve orta vadeli programda yer alan TES hedefi halen var olan ve bireysel emeklilik sistemi (BES) olarak da bilinen otomatik katılım sisteminin (OKS) işverenlerin de katkısıyla TES’e dönüştürülmesidir. Otomatik katılım sistemiyle halen çalışanlardan yüzde 3 kesinti yapılıyor.

Bu kesintiye devlet de yüzde 30 katkıda bulunuyor. Belirli bir süre sistemde kalma karşılığında bu miktar toplu para veya aylık olarak katılımcıya ödeniyor. Bu sisteme katılım otomatik ancak ayrılmak mümkün. Sistemde kalma zorunluluğu yok. İşte TES ile bu sistemin işveren katkısı ile genişletilmesi öngörülüyor. İddia ise ikinci emekli aylığı!

Kamuoyuna ikinci emekli aylığı olarak sunulan TES’in en önemli boyutu kaynağının ne olacağıdır. Şu anda çalışandan kesilen primlerle kısmen gönüllü olarak işleyen otomatik katılımlı bireysel emeklilik sistemi TES haline geldiğinde kaynağı ne olacak?

11. Kalkınma Planında tamamlayıcı emeklilik sistemi açıkça kıdem tazminatı ile ilişkilendirilmişti. Muhtemelen geçmişte gelen ve gelebilecek büyük tepkiler nedeniyle 12. Kalkınma Planı ve yeni OVP’lerde TES’in kaynağı konusunda açık bir ifadeye yer verilmiyor.

Ancak işverenler TES’in kendilerine yeni yük getirmesini istemediklerini açıkça ifade etti. Dolayısıyla işverenlerin ek bir prim ödemek istemeyecekleri biliniyor. Bu durumda geriye kıdem tazminatı kalıyor.

TES’in detaylarına ilişkin kamuoyunda yer alan ve muhtemelen hükümet tarafından sızdırılan haberlerde çeşitli haberlerde kaynağın kıdem tazminatı olduğu açıkça belirtiliyor. açıklanmasının ardından hükümete yakın medyada kaynağın kıdem tazminatı olduğu yazıldı.

TES’te bütün yollar kıdem tazminatına çıkıyor. Kıdem tazminatının tamamı veya bir bölümü bireysel bir fona aktarılarak TES için kullanılacak.

Dolayısıyla yıllardır kurulamayan kıdem tazminatı fonu böylece kurulmuş olacak ve kıdem tazminatı tasfiye edilmiş olacak. Hedef kıdem tazminatını bireysel-özel bir sigorta sisteminin kaynağı olarak kullanmaktır.

Kıdem tazminatını TES için kaynak olarak kullanırken muhtemelen iki gerekçeyi öne çıkaracaklar. İlki çalışanların kıdem tazminatını zaten alamadıkları ve TES yoluyla kıdem tazminatının da güvence altına alınacağı ikinci gerekçe ise ikinci emekli aylığı safsatası olacak.

Kıdem tazminatı hakkı ile ilgili çok büyük sorunlar yaşandığı biliniyor. İşçilerin önemli bir bölümü kıdem tazminatına erişemiyor. İşverenler kıdem tazminatını ödemiyor, geciktiriyor. Böylece çalışanların önemli bir kısmı kıdem tazminatından mahrum kalıyor. Dahası kıdem tazminatı hak ediş koşulları nedeniyle çalışanların iş değiştirmesini de zorlaştırıyor. Ancak bütün bu sorumlar kıdem tazminatının önemini ortadan kaldırmaz. Kıdem tazminatı işçinin gecikmiş ve birikmiş alacağıdır. Kıdem tazminatı ücret hakkının bir parçasıdır.

Dolayısıyla var olan sorunların giderilerek kıdem tazminatının korunması gerekiyor. Çünkü kıdem tazminatı bir yanıyla işçinin iş güvencesi öte yanıyla emeklilikte toplu bir para olarak mali güvencesidir.

O nedenle kıdem tazminatına erişim kolaylaşmalı. Kıdem tazminatı işçinin kendi isteğiyle işten ayrılmasında da ödenmelidir. İşçi zaten işten ayrılırken ihbarda bulunuyor. Bir de üstüne kıdem tazminatının yanması adil değil. Öte yandan kıdem tazminatı alacağı güvence altına alınmalı ve işverenlerin kıdem tazminatı çökme uygulamalarına son verilmelidir. Bunun için ILO normlarına uygun yasal düzenleme yapılması yeterli olacaktır.

Dolayısıyla kıdem tazminatı bir işçi alacağı olarak korunmalı ve erişimi kolaylaştırılmalıdır. Kıdem tazminatı bir bireysel sigortacılık kaynağı olarak kullanılamaz. Sosyal güvenlik devletin görevidir. Sosyal güvenlik sistemi kamusal bir sistem olarak kalmalı ve güçlendirilmelidir. Kıdem tazminatı TES için heba edilemez.

Kıdem tazminatının her çalışan için erişilebilir olması ve güvence altında olması önemli bir konudur. Bu konuda mutlaka adım atılmalıdır. Ancak bunun yolu ne TES ne de kıdem tazminatı fonudur.

TES ile emeklilere ikinci “emekli maaşı” verileceği iddia ediliyor. TES her şeyden önce mevcut emeklilik sisteminin vahim durumda olduğunun ve mevcut emekli aylıklarının insanca yaşamaya yetmeyecek düzeyde olduğunun itirafıdır.

Hükümet emekli aylıkları için bütçeden daha fazla kaynak ayıracak yerde bu kaynakları kısmayı hedeflerken emeklilere şaşırtmaca yapıyor. Hükümet emeklilere “emekli aylıklarını artırmayacağız. Siz en iyisi kıdem tazminatını bize verin biz de emekli olduğunuzda size emekli aylıkları üstüne bir harçlık ekleyelim” demeye getiriyor.

TES ile ikinci emekli aylığı ödeneceği iddiası da doğru değildir. He şeyden önce TES kamusal bir sistem değil. Bu sistemde primler özel fonlar aracılığı ile nemalandırılacak. Böylece özel sigortacılık ve bankacılık sistemine büyük bir kaynak sağlanmış olacak. Bu sistemin hükümet için düşük faizli borçlanma aracı olacağını da söylemek mümkün. Sistem piyasa risklerine ve belirsizliklerine açık olacaktır.

Dolayısıyla bu sistemde sosyal sigorta sisteminde olduğu gibi sabit bir gelir garantisi mümkün değil. Dahası öngörülen toplam prim kesintisiyle (yaklaşık yüzde 8 civarı) ikinci bir emekli aylığı ödenmesi mümkün değil.

Şu anda uzun vadeli sigorta kolları için SGK’ye çalışanlar yüzde 20 prim yatırmaktadır. Bu primlere yüzde 25 oranında devlet katkısı eklenmektedir. Dolaysıyla şu anda SGK’nin uzun vadeli sigorta primi fiilen yüzde 25’tir. SGK’nin yüzde 25 prim kesintiyle verebildiği emekli aylığını yüzde 8’lik TES primi ile vermek olanaksızdır.

Nitekim halen uygulanmakta olan otomatik katılım sistemine dayalı bireysel emeklilik sisteminin getiri projeksiyonları ikinci emekli aylığı iddiasının ne kadar yanlış olduğu göstermektedir.

Şu anki otomatik katılım sistemi projeksiyonlarını (emeklilik gösterim merkezinde yer alan projeksiyonlara dayanarak) TES’e uyarladığımızda 25 yıl boyunca asgari ücret üzerinden yüzde 8 oranında TES primi ödeyen ve yüzde 30 devlet katkısı alan bir çalışan 25 yıl sonra yüzde 3 reel getiri ile (enflasyonun sabit olduğunu varsayarak) yalacağı miktar son derece yetersizdir.

Dolayısıyla ikinci emekli aylığı iddiası safsatadır. Olacak olan kıdem tazminatı karşılığında emekli aylığına bir miktar harçlık eklenmesidir. Diğer bir ifadeyle çalışanlar dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir.

Öte yandan TES emeklilik sisteminin kısmen özelleştirilmesi anlamına da gelecektir. Emekliler emekli aylıklarının bir kısmını özel sigorta şirketlerinin işletmesine bırakmış olacaktır. Oysa aslolan kamusal emeklilik sistemidir.

Yapılması gereken kamu emeklilik istemini güçlendirmektedir. Bir yandan bütçeden sosyal güvenliğe ve emeklilik sistemine daha fazla kaynak ayırarak öte yandan kayıt dışı istihdamı düşürerek ve kayıtlı istihdamı artırarak, işverenler sağlanan pirim teşviklerini azaltarak sosyal güvenlik sistemini güçlendirmek mümkündür.

Sonuç olarak sendikaların yapması gereken planlı bir şekilde tepki vermektir. KÇP sürecinde olduğu gibi kendilerine dayatılanları kabul etmek yerine doğru yerde doğru ve güçlü bir tepki vermektir. Bu şekilde tepki gelirse uzun bir süredir yaptıkları gibi konuyu yine erteleyeceklerdir. Çözüm mücadeleden geçmektedir.

Tüm hakları saklıdır. © 2025
Eskişehir Web Tasarım
Yükleniyor