10 Kasım, yalnızca bir kaybın değil; bir önderin fikirleriyle sonsuzluğa yürüdüğü, bir milletin ise o fikirlerle yeniden ayağa kalktığı gündür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, beden olarak aramızdan ayrılsa da; fikirleriyle, cesaretiyle ve bize bıraktığı mirasla bu topraklarda yaşamaya devam ediyor.
O, yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden, özgürlüğe ve eşit yurttaşlığa dayalı bir Cumhuriyet kurdu.
O, halkına sadece bağımsız bir vatan değil; aklın, bilimin, emeğin ve adaletin rehber olduğu bir yaşam biçimi armağan etti.
Ve o, her zaman “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i, bizlere —yani emeğiyle bu ülkeyi var eden milyonlara— emanet etti.
Bizler biliyoruz ki, Atatürk’ün mücadelesi sadece bir savaşın değil, aynı zamanda bir sınıfın, bir toplumun ve bir geleceğin mücadelesiydi.
“Milletin efendisi köylüdür” derken; emeğin, üretimin ve alın terinin yüceliğini anlatıyordu.
O yüzden Atatürk’ü anmak, yalnızca bir saygı duruşu değil; onun gösterdiği yolda, Cumhuriyet’i, bilimi, emeği ve adaleti savunmaktır.
Bugün, fabrikalarda, atölyelerde, tersanelerde, nöbet kulübelerinde çalışan her emekçi; Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’in sessiz koruyucusudur.
Bizler, Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak; bu ülkenin geleceğini emekle, akılla ve kararlılıkla büyütme inancımızı, Atatürk’ün ilke ve devrimlerinden alıyoruz.
O’nun izinde yürümek; sadece geçmişe değil, geleceğe de sahip çıkmaktır.
Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 87'nci yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.
Fikirlerinle, devrimlerinle ve ışığınla daima yolumuzdasın.
Sonsuz saygı ve özlemle…
Türk Harb-İş Sendikası
Eskişehir Şubesi
